Yıl Sonu Müsameresi

O gün bugün mü? Kelimeler bana yardımcı olacak, cümlelerimi kurup golümü atabilecek miydim? Neler olacak göreceğiz bakalım..?

Bir yıl daha bitiyor.. çok yaralı, kara bulutlu, ağır hasarlı bir yıl bitiyor hepimiz için. Herkesin nasibini en ağır şekilde aldığı bir yıl bitiyor. Geriye dönüp baktığımda hiç görmek istemediğim manzaralarla karşılaşıyorum ve hemen önüme bakıyorum. Önümde ise kocaman bir duvar ve o duvarın yıkılmaya hiç mi hiç niyetim yok çünkü duvarın ardı korku ve endişelerle dolu.

2016 yılının başları esasında gayet normal ve amiyane tabirle tıkırında ilerliyordu. Bıraktığım işime 2 yıl aradan sonra hiç birşey olmamış gibi, sanki Lost dizisinde ki paralel evrenden adaya geri dönmüş gibi yeniden başlamıştım. Geri kalan hayatım ise olağan şekilde ilerlemeye devam ediyordu fakat bu olağanlık Mart ayının ortalarında son bulmaya başlamıştı. Hayatımın en ağır sağlık problemini yaşadım, o ince çizgiye bu kadar yaklaşmadığımı düşündüm. Devamında ise hayallerini kurduğum, kafamda resmini çizdiğim hayatıma ilk defa bu kadar yakınlaşmışken herşey bir anda tepetaklak oldu ve kendimin bir kaybeden olduğumu hatırlatmış oldu bana 2016. 

Mayıs ayından sonra kendime yalan ve sevimli bir dünya kurdum. Artık bundan hiç birşeyi umursamayacak, sadece ve sadece kendime dönecektim fakat ben her kendime döndüğümde karanlık bir kuyunun dibinde olacağımı unutmuştum. İlk zamanlar gerçekten her şey mükemmeldi tek başına olmak. Hatta öylesine güzeldi ki kendimi sevmeye bile başlamıştım. Gezdim.. doyasıya gezdim. Görmediğim sayısız yeri gördüm. Hatta çocukluktan beri hayalim olan ve başka insanlar gerçekleştirdiği zaman gıpta ettiğim yurtdışına çıktım. Öylesine mutluydum ki Paris'in sokaklarında ayaklarım su toplarcasına yürürken ve Amsterdam'ın esrarlı havasını içime solurken. Tek başıma bir şeyler yapabilmek güven veriyordu bana ama işin özünde kendimdeydim ve tehlike; bir timsah gibi sinsice bekliyordu avını ele geçirmek için..

Yılın son zamanları yaklaşmış ve bitmesine az bir zaman kala kalbimin karanlık yerinde ki uyuyakalmış olan timsah uyandı ve en beklenmedik anda avına saldırıya başladı, sanki bütün herşey bir yalanmış ve esasında en başa dönmem için beni zorlarcasına ama benim ise buna hiç kanmaya niyetim yok ve olmayacak. Bu yıl sonunda kaybettiğimiz Erdal Abi'min, Eyvah Necdet'inin de dediği gibi "Timsah yavrusunu yer ve bir damla göz yaşı döker. Halk arasında duyduğın timsah gözyaşları buradan gelir." Benim artık timsah gözyaşlarına tahammülüm kalmadı zaten oldum olası da sevemedim timsahları. 

Bir yılı daha deviriyoruz hep birlikte, çok sevdiğim bir dostumun dediği gibi "kah gülerek, kah ağlayarak" giriyoruz 2017'ye.. Perişan olduğumuz bu yılı aramızdan uğurlayarak, her sene başında olduğu gibi yeni gelecek olan seneninde "umut dolu, sevgi dolu" bir sene olması için yalan beklentilere giriyoruz. İşin laf salatası bir yana, yalnızlık virüsünün vücuduma nüfuz etmeyeceği, pek şahsına münhasır olan çevremin benden eksik olmayacağı ve hayatı öğrendiğimiz semt sokaklarında geçirebileceğim bir yıl olsun.Tabi ki seni de asla unutmuyorum, benim yegane, ilk ve tek aşkım, dostum Galatasaray; bu sene sende bize tokadı attın ama senin attığın tokadın acısı bile güzel gelir. "Bu sene de şampiyonluklar göreceğiz mi Galatasaray?"

Ve özlüyorum, özleyeceğim daima.. Kurşun kalemimi alıp deftere karalamayı, Behzat Amirim'i, eski arabayı, Neşet'i, Kazım'ı, İsmail Abi'mi, Mükremin Çıtır'ı, sarmal sakızı, Cumartesi'leri, sahneyi, heyecanımı, anneannemi.. 


"Midyat.. 
Seyfo..
GÜLÜN!"


(ŞİRKETTEN) 2016 SEYAHAT FOTOĞRAFLARI!!









Yorumlar