Yırtık Yevmiye Defteri

İş bu yazı durum,hal,ahval ve vaziyetin bilançosudur;

Çok koşturup,az işlevi olan biri haline geldim. Kendimi sabitledim. Ciddiyetsizlikler içinde ciddi düşüncelerim var fakat genellikle hepsinin cevabı "nasıl olacak bu işler?" sorusuyla cevaplanıyor ki bu hayatta en nefret ettiğim işlevlerden biridir bu.

"Kimi sevdiysek gitti." diye diye elimizde,gönlümüzde,fikrimizde beşere dair bir şey kalmadı. İşte bunların hepsinin öfkesini Emre Belözoğlu'na küfür ederek atmak istedim o da erkenden oyundan atıldı ve her zaman ki gibi kocaman bir boşluğun içinde kaldım.

O boşluk ki karanlık ve derin. O boşluk ki tam çıktım derken, düzlükteyim derken iki adım yürüdükten sonra yeniden düşüp kaybolduğun bir boşluk. Bütün bunların önündeyse sanki çok ciddi, sanki çok sorumluluk sahibiymiş gibi duran bir adam var.

Her zaman ki gibi özlemlerim mevcut. Belki de bu hayatta en nitelikli yaşadığım duygudur; özlem. Kafasına estikçe çekip giden Behzat Ç.'yi, bir umutla uzak diyarlardan gelecek olan gemiyi bekleyen İsmail Abi'yi, tam her şey bitti derken topu alıp uzaktan golü atan Hagi'yi , anneannemi ve onun nezninde efsane 3'lü forvet; düğün çorbası-lahana dolması ve revaniyi özlemekteyim.

2013'ten kalanları temizliyoruz en azından hayırlısıyla. Şu kötü sezonu bir şekilde bitirip, bu sene de şampiyonluklar göreceğiz Galatasaray. Şampiyonluklar için "uzaktan atılacak gollere" ihtiyacımız olacak.


Selametle.

Yorumlar