![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjambdPJvTko16YKPw8SdclAEBZfI57zhn81bSHhIDcB-FV-osyTgDx8qHDyh5yPD-bsWKCZMz9wZj7SiC_b90gIJV1ptW4PFXI769Q3MHncIGjd3K0eWULl7uwvpIyU1N1sjLisCspbu4/s1600/Bdp70RrCEAI643m.jpg)
Çocuktum, küçüktüm.. Yaşım doğal sayılardan ibaretti ama o zaman zarfını içerisinde matematikten her zaman ve her daim vasat notlar alarak sürdürüyordum. O zamana kadar hayata dair tek beklentim ve merakım; beden eğitiminin haftanın hangi günü ve hangi saati olduğuydu. (Her ne kadar yapılan çift kale maçlarda hiç bir zaman başarılı ve yetenekli biri olmasamda.) ta ki Galatasaray hayatıma girene kadar. Galatasaray'la birlikte; Ali Sami Yen, sarı-kırmızı renkler, Hakan Şükür, Hagi dilimden düşmez sözler olmuştu. Hayatıma hiçbir katkısı yoktu, olmamıştı fakat çok sevmiştim, sevdikçe daha da bağlanıyordum çocuk aklımla. Yavaş yavaş karıştıkça birbirimize ve babamın durmadan maça gittiğini görünce bende maça gitmek istiyordum ama babam beni maça götürmüyordu. Yani benim çocukluk masallarının "korkusuz kahramanı" Hagi'yi canlı göremeyişimin tek sorumlusu babamdır.. Yaşım çift hanelere ulaştığında çevremde ki arkadaşlarım maça gidip yaşadıklarını, gördüklerini anlattıkça içimde ki istek ve arzu, ufak bir hastalık haline gelmişti ki nihayetinde ilk maçıma evden kaçarak gittim.
Stada ulaştığımda yaşadığım heyecanın hiçbir şekilde tarifi yoktur. Mecidiyeköy'de upuzun bir sıra, sırada bekleyen; baba-çocuk, genç-yaşlı kimi ararsan oradaydı. Sıra bitti, bilet yırtıldı. Merdivenlerden çıkıp o sahneyi, o kareyi gördüğümde içim içime sığmıyordu. Bir daha hiçbir yerde öyle bir kokuyu alamayacağım -sanki cennetten bir kısmın kokusu gibi- olan o kokuyu ilk kez çektim ciğerlerime. Etrafa baktım, Hagi'nin Monaco'ya attığı yeri kestirdim ilk gözüme ve ne denli büyük olduğunu düşündüm. Zaman ilerledikçe dolmaya başlayan Yeni Açık Alt tribünün o gün en yabancısı ve en bilmezi ben olduğumdan en üst koltuklara çıkmıştım. Yani Ergün'ün golünü, dört-beş kişinin arasından anca görebilmiştim.
Gel zaman, git zaman babam en sonunda dayanamadı ve beraber maçlara gitmeye başladık. Dünyanın en güzel duygularından biri olsa gerek fakat gittiğimiz tribün Kapalı Alt'dı yani nam-ı değer "şıngır mıngır sosyete"nin bir kısmı. En son Antalyaspor'lu Kamil'e durup dururken yerli yersiz küfür edince babam da anladı ki bizim yerimiz burası değil ve bir sonraki yerimiz Yeni Açık Üst'dü. Kale arkasıydı, güzeldi. Belli bir zaman tezahüratların merkeziydi. Belli bir zaman sonra yaş inceden kemale erince arkadaşlarla gitmeye başladık. 252; bizi evimize bağlayan, otobüs gibi otobüstü. Maç dönüşleri, arada ki merdivenlerinde oturarak geldiğimiz, tribünün abileriyle yapılan tadından yenmez sohbetlerin döndüğü otobüs. O abileri tanıdıkça bizde merkezin ortasında yerimizi almıştık bir anda fakat beni ben yapan, Alparslan Abi'yi, Sezgin Abi'yi tanıma imkanı bulup, tribünü, kültürünü öğrendiğim yer; Kapalı'da ki abilerin, Eski Açık'a transfer olduğu zamandı. Çok güzeldi o zamanlarda taraftar olmak, Ali Sami Yen Sokak'ta sohbet muhabbet edip arka sokaklardan Eski Açık'a yürümek çok güzeldi. Şimdilerde kargo gibi paketlenip, metroya tıkıştırılıp gitmiyorduk stadımıza.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjr2AjYyUcxb0sX7iKRPF6Fb0A2EVULx7Z9fSvNZrf_V9qPnKnbQtfxdoIYECHBKhwjkT-EAY4RNci6xPJPj-osU4QxRyA904VgQF8oNZ-pintqBGzjBLMxvbU3xwUR_lcWgOXrLw6aRdU/s1600/BdqBeidCYAAApwZ.jpg)
Askerdeyken 11.01.2011'de ki son maçı izleyemedim, izlemek istemedim. Organlarım birbirine vurdu ama nafile. İlerleyen zamanlarda gayr-i ihtiyari bir gazete de yıkılmış halde ki resmini gördüm. Çocuk gibi ağladım. Herşey bitmişti işte, kahpe bir dozerin darbesiyle son bulmuştu bütün hatıralar, bütün anılar, bütün gençliğim.. O stadın havasını almış, ayak basmış, emek vermiş; köftecisinden, malzemecisine, taraftarından, futbolcusuna minnet duygularımı sunuyorum.
Son sözüm ise; Ali Sami Yen Stadı hayatımın tam ortası, Mecidiyeköy her daim başkentim olacaktır.
(Şimdi ve sonra ne zaman Torunlar GYO'yu görsem elim, gönlüm, yüreğim buz tutar ve annesine, bacısına inceden söverim.)
Yorumlar
Yorum Gönder