Damlarımıza sonbahar damlarken tam da doğum günü ertesi vefatının 13.yılında dökülüyor kalemden müsvedde kağıtlara acizane cümleler kirli sakallı, tombul amcaya..
Ahmet Kaya.. bu ülkenin kanayan yarası. Kimine göre bölücü örgüt yandaşı, kimine vapurunun dümeninde ki kaptan Ahmet Abi'si. İşin aslına bakıldığında bu ülkede onun yakalamış olduğu "tartışmalı" başarıyı kimse yakalayamadı. Herkes tarafından bilinme, her ferdin ama isteyerek ama istemeyerek en az bir şarkısına denk gelmesi, ulaşmış olduğu başarının belirgin göstergeleri. Kimisi göstere göstere, gerçekten anlayarak dinlemiştir, kimisi de "görüşlerini sevmeyip, şarkılarını sevmiştir" ve odasında sessiz sessiz ağlayarak dinlemiştir kendisini.
Şimdi buralar çok değiştir Ahmet Abi; sana yapılan yanlışlar nasıl olduysa bir anda doğru olarak kabul gördü. Serdar Ortaç bile yıllar sonra yanlışının farkına vardı fakat ne acı ki attığı o çatal-bıçaklar bizim yüreğe saplandı, senin kendi topraklarında ölmene izin vermedi. Senin çok istediğin ama o sırada sana bölücü yaftasını verenler bizi anlam veremediğimiz açılımlarla baş başa bıraktılar. Açıldıkça kardeşi kardeşe kırdırdılar ve niyeyse kimse bundan sürgün yemedi. Dinlediğimiz her sazın telinin altından senin çıkmanı bekledik ve belki bundandır; hala şehir efsanesi olarak dolaşan "Ahmet Kaya ölmedi." söylentisi.
Senin olmadığın 13 senede;
Ahmet Kaya.. bu ülkenin kanayan yarası. Kimine göre bölücü örgüt yandaşı, kimine vapurunun dümeninde ki kaptan Ahmet Abi'si. İşin aslına bakıldığında bu ülkede onun yakalamış olduğu "tartışmalı" başarıyı kimse yakalayamadı. Herkes tarafından bilinme, her ferdin ama isteyerek ama istemeyerek en az bir şarkısına denk gelmesi, ulaşmış olduğu başarının belirgin göstergeleri. Kimisi göstere göstere, gerçekten anlayarak dinlemiştir, kimisi de "görüşlerini sevmeyip, şarkılarını sevmiştir" ve odasında sessiz sessiz ağlayarak dinlemiştir kendisini.
Şimdi buralar çok değiştir Ahmet Abi; sana yapılan yanlışlar nasıl olduysa bir anda doğru olarak kabul gördü. Serdar Ortaç bile yıllar sonra yanlışının farkına vardı fakat ne acı ki attığı o çatal-bıçaklar bizim yüreğe saplandı, senin kendi topraklarında ölmene izin vermedi. Senin çok istediğin ama o sırada sana bölücü yaftasını verenler bizi anlam veremediğimiz açılımlarla baş başa bıraktılar. Açıldıkça kardeşi kardeşe kırdırdılar ve niyeyse kimse bundan sürgün yemedi. Dinlediğimiz her sazın telinin altından senin çıkmanı bekledik ve belki bundandır; hala şehir efsanesi olarak dolaşan "Ahmet Kaya ölmedi." söylentisi.
Senin olmadığın 13 senede;
- Kimse senin kadar güzel anne diyemedi.
- Martılar çöplüklerde ağladı.
- Biz arka mahalleler de çok dayak yedik ama adını söylemedik.
- Polis iki yanımızda değil her yanımızdaydı. Ali İsmail'i, Ahmet'i, Medeni'yi, Abdullah'ı aldılar.
- Yalnız kederli yalnızlığımızda fenalaşıcak bir Müjgan'ımız olmadı.
- Her doğum günün de sana boncuktan kuş yaptık gönderdik, göndermeye de devam edeceğiz.
- Başımız beladan kurtulmadı fakat değişmeyen birşey varsa hep sonradan aklımız başımıza geldi.
- Sıkıldığımızda, dertlendiğimizde kahvede dostlarımızla buluştuk.
- Ve vallahi biz seni özledik!
Neyse Ahmet Abi'm "birazdan kudurur deniz!"
Yorumlar
Yorum Gönder