DEVRİM Yolda Kalmadı !!

2010 yılının Nisan ayında Devrim Arabası’nı görmeye gittim ve Devrim bütün asaletiyle dimdik ayaktaydı o zamanlar bi blogum olmadığı için kelimelere dökememiştim gördüklerimi hissetiklerimi ve o muhteşem devrimin güzelliğini..



Yıllarca hep Devrim’in kulaktan dolma bilgilerle yolda kaldığını söylerlerdi , bende “eh bizim yapacağımız iş , bu kadar olur” der , geçerdim . Fakat madalyonun öbür yüzüne baktığımda olay hiç de iç karartılacak gibi değil aksine kanayan bir yara…

1961 yılının Haziran ayından itibaren Türk Mühendislerini oldukça enteresan ve zorlu bir 4,5 ay bekliyordu . Dönemin devlet başkanı (sonradan Cumhurbaşkanı olacak ) olan Cemal Gürsel nam-ı değer Cemal Aga ; bu yurdun insanın kendi otomobilini yapacağını ispatlamak ve ordunun binek ihtiyacını karşılamak ihtiyacıyla 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na yetiştirilmek suretiyle gereken emri vermiştir.

Gerçekten “her zaman olduğu gibi” Türk Mühendisleri biri bej renkli , biri siyah renkli olmak üzere 2 tane aracı 1.400.000 TL gibi düşük bir ödenekle 29 Ekim’e güç bela yetiştirmişlerdir.Araçlar 28 Ekim akşamı Eskişehir’den Ankara’ya gidecek olan trene “benzinleri boşaltılarak” yüklenmiştir. Benzinlerin boşaltılmasının sebebi ise ; o dönem trenlerin kömürle çalışması ve bundan dolayı sıçrayacak en ufak bir damladan , büyük bir felaketin meydana gelebilme ihtimalini yok etmektir.Fakat 29 Ekim sabahı ; iş aceleye geldiğinden ve Cemal Gürsel’in meclis binası önünde arabaları beklediğinden siyah olan araca benzin ikmali yapılamamıştır. Aksilikler üst üste gelip bir de Cemal Aga siyah otomobile binmek isteyince işler iyice kötüye gitmeye başlamıştı. Haliyle siyah olan Devrim 200 metre ilerleyip durunca Türk medyası türlü yalan haberlerle Devrim’i bitirmişlerdir.

Bunlar işin tarihsel kısmıydı , bir de bunların üzerine 2008 yapımı Tolga Gürsel’in yönettiği “Devrim Arabaları” adlı filmi izleyince , artık iyice bu arabayı görmek isteğim tavan yapmıştı. Hikaye, bu aracı üretme görevini üstlenmiş 23 mühendisin kariyerlerini ve aile hayatlarını riske atarak girdikleri bu üretim macerasında zamanla, yoklukla, politikayla, karşılarına çıkan sayısız engelle mücadelelerini anlatır. Aslında anlatılan bir inanç ve azim öyküsüdür. Filmde bir mühendislik başarısının, siyasi olaylarla baştan sona nasıl yokedilmeye çalışıldığı gözle önüne seriliyor. Türkiye'nin dışarıya bağımlılığını azaltacak bir proje olarak görünen bu olaya karşı ABD'den gelen yardım komiserlerinden, projeyi halkın gözünde küçük düşürmeye çalışan 'medya'ya kadar birçok olgu başarıyla incelenmiş.

“Devrim Arabaları” Türk mühendisinin ve işçisinin, 20 sene öncesine kadar toplu iğne dahi üretemeyen bir ülkede kalkıştıkları bu meydan okumayı, bugün her şeye kolayca sahip olan nesillere, idealist zihniyeti ve zaferi de aktararak yaşattıkları bir birlik ve başarı öyküsüdür.

Nihayetinde bende gidip bu arabayı gördüm . Devrim bütün asaletiyle Eskişehir’de TÜLOMSAŞ fabrikasında sergileniyor . Baktıkça insanın içi acıyabiliyor çünkü tepeden tırnağa , jant kapaklarından , göstergelerine kadar tamamen TÜRK başarısı ama gelin görün ki

Türkiye’de hiçbir başarı cezasız kalmıyor..!

Yorumlar