90'ların Tek Delikanlısı Mükremin Abi !

Mükremin Çıtır, benim gibi ilk gençligini yaşayanların, mizah kahramanı olmaktan çok, ekseriyetle halk kahramanıydi.Mahalle esnafının yanında olması , ne olursa olsun arkadaşı olan bir kadını koruyup kollaması ile gönüllerimize taht kurmuştu . Elalemin hatta dostlarının , arkadaşları , dostları hakkında söylediklerine aldırış etmeyecek kadar yüce bir kalbi vardı . Dostlarini o tanıdığı gibi severdi , kumaşı ne olursa olsun kimse onlara bok sürdüremezdi

Delikanlılığın simgesiydi . Aynalı Tahir'i, Polat'ı geçiniz efendim. Mükremin Çıtır ne mafyadan beş kuruş alırdı ne de fakir fukaranın rızkını yerdi . Yetimin hakkını yemek , haşa-zinhar onun kitabında yazmazdı ki koruyup kolladığı mahalleli delikanliyi hepimiz severdik sanki kendi kardeşimiz gibi, hatta kendimiz gibi, çünkü bizler de o delikanli yaşındaydık , hep bir Mükremin abimiz olsun isterdik.

Mükremin Çıtır delikanlılığın sözünden dönmemek olduğunu öğretti bize . Dayak da yesen canını da alsalar eşini dostunu, düşmanını bile satmamayı örneklerle açıkladı.

Mükremin Çıtır, safi kardeşliğin sembolüydü ve almadan verebilmenin timsaliydi . Onun bir kardeşi var Tirbüşon . Hepimiz öyle bir kardeş aradık durduk yıllarca . Kanini birlikte akıtacak, gerektiğinde kafalarımızı birlikte ezecek , hıyarlıklarına gülecek , onu yeri geldiğinde yüceltecek. Kimimiz buldu , kimimiz oldu . Ne fark ederdi ki sonuçta kardeşliği dostluğu öğrenmiş tatmıştık, ne farkederdi ki kalp "ş"pazmı gecirmiş olsak da . Kardeşi için, ihtiyacı olan için parayı köpek etmeyi, 3'ün 5'in hesabından fedakarlık etmeyi ogrenmiştik hepimiz.

Mükremin Çıtır bize gerektiğinde susmayı öğretmişti . Delikanlılığın gereklerinden bir tanesi de insanlarin seni suçlu gördüğü vakit, kelimelerin kifayetsiz kaldığını bilmen gerektiğidir . Sen ne bilirsen bil , ne söylemen gerekirse söyle o durumda susman gerekir . Çünkü muhattap aldığın adam , seni suçlu bilecektir ve yine o muhattap aldığın adam suçsuz olduğunu itiraf edecektir sana günü geldiğinde . Delikanlılığın altında kalbinin rengi yatmaktadır ve bazen gölge düşer üstüne insanlar kapkara görür onu, kırmızıyı görmeleri için ise güneşi beklemen gerekir ki delikanlılığın suskunluğu bu demektir.

Mükremin Çıtır bize kavuşmamayı öğretmiştir . Sevdalisi , sevgilisine bir türlü kavuşamaz çünkü onun yapacak çok işi vardır ve bunları bencilliği ile gizlemeye çalışır . Gerekirse dağları deler de gider Avrupa'dan Macin'e Asuman'ı kucaklamak için ; ama olmaz , şartlar el vermez , dünya yakasını bırakmaz Mükremin'in . Hatta bazen Asuman da istemez kavuşmayı delikanlılığa bok sürmemek için.

Mükremin Çıtır aslında bir kahramandır . Nereli oldugun , ne olduğun önemli değildir Mükremin olmak için , önemli olan delikanli bir kalbinin olmasıdır . Mükremin Çıtır , "Polatlara , Tahirlere" vs. 10 basacak kadar gerçek, esprili, güzel bir abimizdir.

Ve mavi gözlü , dev yürekli baba "Burhan Çıtır - Erdoğan Dikmen"i , bu alemin görüp görebilceği en laz bakkalı "Aydın Tolan"ı ve en tombalak çırağı "Gürdal Tosun"u bir kez daha bu yazının sonunda saygıyla anıyorum . Ruhları şad olsun..!

"Seni seviyorum ama seni sevmeyi eskisi kadar sevemiyorum , Asuman" - Mükremin ÇITIR

Yorumlar